Vertigo ya da farklı bir deyişle baş dönmesi, kişinin kendisinin veya çevresindeki nesnelerin hareket ettiğini sanması olarak tanımlanabilen bir sağlık sorunudur. Mekân ile ilgili oryantasyonun bozulduğu vertigoda, sersemlik, kişinin kendini boşlukta hissetmesi, zeminin kayması ve sallanma gibi aslında olmayan durum ve hisler, kişi tarafından hissedilir. Yaygın bir belirti olan vertigo, acil servislere yapılan tüm başvuruların yaklaşık %25’inde görülür. Dolayısıyla baş dönmesi ve dengesizlik şikayetlerin varlığında sistemik muayene yapılması son derece önemlidir.
Vertigo, orta ve ileri yaş dönemlerinde sık, çocukluk çağında ise nadir görülen bir semptomdur. Baş dönmesi şikayeti, aynı gün içinde birden fazla defa, anlık ya da hareket ile tetiklenen nitelikte olabilir. Geçici ya da anlık olarak yaşanan baş dönmesi şikayetleri, çoğunlukla endişe edilecek bir durum olmasa da uzun süre boyunca devam eden ve tekrarlayan vakaların mutlaka neden kaynaklandığının araştırılması ve tedavi edilmesi gerekir. Vertigo, pek çok farklı nedene bağlı olarak oluşabilir. Dolayısıyla baş dönmesi şikayeti varlığında mutlaka hekime muayene olunmalıdır.
Baş dönmesi olarak tanımlanabilen vertigo, tek başına ortaya çıkabileceği gibi farklı hastalıklara bağlı olarak da görülebilir. Dengenin sağlanmasında pek çok farklı organ rol oynar. Kemik, kas, iç kulak, göz gibi yapılardan gelen uyaranların tümü, beyin ve beyincikte toplanır. Elde edilen verilerin işlenmesiyle kişi, farkına varmadan dengesini sağlar. Pek çok organdan gelen uyaranların birbiriyle uyum içinde olması da dengenin sağlanmasında rol oynar. Bu doku ve organların herhangi birinde ortaya çıkan problem, dengenin kısmen ya da tamamen bozulmasına yol açar. Dolayısıyla vertigo şikayeti olan kişilerde tüm bu yapıların kontrol edilmesi gerekir.
Baş dönmesi şikayeti, hemen herkesin yaşamı boyunca en az bir kez deneyimlediği yaygın bir durumdur. Toplumda sık görülen bu rahatsızlık, bazı vakalarda kişinin hareket etmesini imkânsız hâle getirecek kadar şiddetli olabilir.
Vertigo, nörolojik rahatsızlıklardan kaynaklanabileceği gibi kulak ve kalp rahatsızlıklarına bağlı olarak da oluşabilir. Vertigoya yol açan etkenlerin bir kısmı şu şekilde sıralanabilir:
• Santral Vertigo: Beyinden kaynaklı rahatsızlıkların varlığında gelişen santral vertigo, tüm vertigo türlerinin %25’ini oluşturur. Vertigonun bir diğer türü olan periferik vertigoya göre çok daha ciddi rahatsızlıkların belirtisidir. Kafa travmaları ve ilaç kullanımının yanı sıra, beyin kanaması, inme, anevrizma, ensefalit, beyin sapı enfarktüsü, epileptik nöbetler, beyin damarlarında oluşan yapısal bozukluklar, santral vertigoya neden olabilir. Ayrıca, baş ağrısı türlerinden biri olan migren ve multiple skleroz (MS) gibi nörolojik hastalıklar da santral vertigoya yol açabilir. Santral vertigo varlığında oluşan şiddetli baş dönmesi şikayetine ek olarak kişide, baş ağrısı, konuşma bozukluğu, yutkunma zorluğu, uyuşma ve çift görme gibi göz problemleri de görülebilir. Beyin ve / veya beyin sapında oluşan kanamalarda ise bilinç kaybı oluşabilir. Santral vertigo vakaları acil müdahale gerektiren önemli sağlık problemleridir.
• Periferik Vertigo: İç ve orta kulakta denge merkezi bulunur. Bu merkezin etkilenmesiyle oluşan baş dönmesi şikayeti, periferik vertigo olarak tanımlanır. Ayrıca, kas ve / veya iskelet sisteminde oluşan rahatsızlıklar, metabolik hastalıklar, hipotiroidi, hipertiroidi ve hipoglisemi gibi sağlık sorunları da periferik vertigoya neden olabilir. Üst solunum yolu enfeksiyonu sonrasında ortaya çıkan meniere ve nörit gibi hastalıklar, perilenfatik fistül gibi rahatsızlıklar da periferik vertigoya neden olabilir. Farklı bir deyişle periferik vertigo, beyin dışı nedenlerden kaynaklanan semptomdur. Dolayısıyla periferik vertigo, kendi içinde farklı türler barındırır. Periferik vertigo türleri arasında toplumda en sık görüleni, Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo (BPPV)’dur. Kristal oynaması olarak da tanımlanan bu rahatsızlıkta kişi, sırtüstü yatarken veya sağa sola dönerken baş dönmesinden yakınır. Öne eğilmek, başı aniden hareket ettirmek ve başın yukarı kaldırılması, BPPV, şiddetli baş dönmesi şikayetine yol açar. Periferik vertigo tanısı için Dix-Hallpike (DH) testi yapılır. Bu test sırasında kişi oturur pozisyondayken aniden bir tarafa doğru yatırılır. Yaklaşık 20 saniye bekletildikten sonra tekrar oturur pozisyona getirilir ve bu sırada kişinin göz hareketleri incelenir. Gerekli durumlarda test, diğer taraf için tekrarlanır. Yapılan bu test ile periferik vertigo tanısı koyulur.
• Beyin Tümörü: Hemen her yaşta oluşabilen beyin tümörleri, iyi ya da kötü huylu olması fark etmeksizin vertigoya neden olabilir. Beyincik bölgesinde var olan tümörlerde vertigoya daha sık rastlanır.
• Multiple Skleroz ve Diğer Miyelin Hastalıkları: Multiple skleroz, kişinin beyin ve omuriliğindeki sinirlere ait miyelin kılıflarını etkileyen nörolojik bir hastalıktır. Erkeklere kıyasla kadınlarda daha sık görülen MS, aniden oluşan vertigoya yol açabilir. Bu tip vakalarda baş dönmesi şikayeti, özellikle kişi ayağa kalktığında oluşur.
• Enfeksiyon: Grip ve soğuk algınlığı gibi basit enfeksiyon türleri dâhi vertigoya yol açabilir. Mevcut enfeksiyonun türüne göre baş dönmesi şikayetinin şiddeti farklılaşabilir.
• Metabolik Hastalıklar: Kalp, karaciğer ve tiroit hastalıklarında vertigo şikayetine sık rastlanır. Kalp yetmezliği, ritim bozukluğu, kalp kapak hastalıkları, kan şekeri dengesizliği, tansiyon dalgalanmaları, diyabet, sıvı elektrolit dengesinin bozulması gibi nedenler de vertigoya neden olabilir.
• Travmalar: Başın darbe almasına neden olan travmaların hemen ardından ya da sonrasında kişide vertigo şikayeti görülebilir.
• Psikolojik Etkenler: Stres, depresyon, panik atak ve anksiyete bozukluğu gibi psikolojik rahatsızlıklar, vertigo şikayetine yol açabilir.
• İlaç Kullanımı: Kullanılan bazı ilaçların yan etkisi olarak vertigo şikayeti görülebilir.
Kişinin baş dönmesi şikayetiyle hekime başvurması durumunda hekim, öncelikle kişinin anamnezini alır. Bu noktada hastanın hissettiklerini doğru şekilde tarif etmesi önemlidir. Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo'da tanı için Dix Hallpike testi yapılır. Gerekli durumlarda laboratuvar testleri ve radyolojik görüntüleme yöntemlerinden faydalanılarak tanı koyulur.
Vertigo, kendi başına bir hastalık değil, var olan farklı bir rahatsızlığın belirtisidir. Bu nedenle vertigo şikayetinin tedavisi için öncelikle odak hastalığın tespit edilmesi gerekir. Baş dönmesi şikayetine yol açan odak hastalığın saptanmasıyla tedavi aşamasına geçilir. Bu noktada tanısı koyulan hastalığa özel olarak farklı tedavi türleri düzenlenebilir. Kristal oynaması olarak bilinen pozisyonel vertigo varlığında, hastanın başına yapılan manevra hareketleriyle tedavi uygulanabilir.
Denge organları olarak tanımlanan vestibüler sistem, oküler sistem, proprioseptif sistem ve merkezi sinir sisteminin sağlıklı ve birbiriyle uyum içinde çalışması gerekir. Dengenin oluşabilmesi için ise tüm bu organlardan gelen veriler, denge merkezi tarafından işlenir ve motor yanıt oluşturulur. Farklı bir deyişle baş pozisyonu, kaslar, eklemler ve iç organlardan beyne gelen tüm veriler, işlenir ve değerlendirilir. Gelen uyaranlara bağlı olarak, hangi kas ve kas gruplarının harekete geçmesi gerektiği ilgili bölgeye iletilir. Tüm bu karmaşık süreç, kişi farkına varmadan çok kısa bir süre içinde gerçekleşir.
Kişinin kendisinin ya da çevresindeki nesnelerin döndüğünü hissetmesi olarak tanımlanabilen vertigo, halk arasında baş dönmesi olarak tanımlanır. Vertigoya, terleme, anormal göz hareketleri, bulantı, kusma, işitme kaybı, kulak çınlaması gibi pek çok farklı belirti eşlik edebilir. Bilinç kaybı, kol ve bacaklarda güçsüzlük, denge kaybı, baş ağrısı, çift görme, konuşma güçlüğü gibi problemlerin yanı sıra vertigonun kişinin yaşamını olumsuz etkilemesi durumunda da hekime başvurulmalıdır.
Eğer sizde ya da bir yakınınızda vertigo şikayeti varsa bir nöroloji uzmanına görünerek muayene ve tedavi olabilirsiniz.
Hemen tüm rahatsızlıklarda olduğu gibi nörolojik hastalıklarda da erken tanı son derece önemlidir.