Hareket Bozuklukları

Hareket Bozuklukları

Hareket bozuklukları, temelde spastisite ve / veya kuvvet kaybı olmaksızın kişinin, istemli ve istemsiz hareketleri sırasında ortaya çıkan hareket azlığı ya da fazlalığı şeklinde görülen nörolojik tablolar olarak tanımlanabilir. Bu bağlamda hareket bozuklukları temelde, hipokinezi (azalmış hareket) ve hiperkinezi (artmış hareket) olmak üzere iki ana gruba ayrılır.

Hareket Bozuklukları, kuvvet kaybı ya da kasların şiddetli bir şekilde kasılı kalmasına neden olacak bir sağlık problemi olmaksızın kişide görülen hareketlerdir. Hipokinezi ve hiperkinezi olmak üzere iki ana grup altında toplanan hareket bozukluklarının pek çok farklı alt tipi bulunur. Hipokinetik hareket bozuklukları, hareketlerin yavaşlamasıyla karakterizedir. Bu gruba ait hastalıklar arasında ilk grup Parkinson hastalığı ve diğer grup Parkinsonizm sendromları yer alır. Parkinsonizm sendromuna ise akinezi ve bradikinezi örnek gösterilebilir. Hiperkineziler ise esansiyel tremor, distoni, ataksi, REM uykusu davranış bozuklukları, huzursuz bacak ve tik gibi rahatsızlıkları tanımlar.

Hareket Bozuklukları Nedir?

Hareket bozukluğu olarak adlandırılan nörolojik tablolar, duyu ya da kuvvet kusuru olmamasına rağmen kişinin hareketlerinde yavaşlamaya, bozulmaya veya istemsiz olarak aşırı hareketlere yol açan rahatsızlıklar bütünüdür. Hareket bozuklukları, bazal gangliyonlar olarak tanımlanan beyindeki bazı yapı gruplarının fonksiyon bozukluğuna bağlı olarak oluşan hastalıklar grubudur. Sık görülen nörolojik problemlerden biri olan hareket bozuklukları, büyük oranda genetik geçişlidir. Hareket bozukluklarında ortaya çıkan bulgular, hareket bozukluğunun türüne ve alt türüne göre farklılık gösterir.

Hareket Bozuklukları Türleri Nelerdir?

Hareket bozuklukları, hareketlerin yavaşlaması ile seyreden hipokinetik ve hareket fazlalığı ile karakterize olan hiperkinezi olmak üzere iki ayrı grupta incelenir:

• Hipokinetik Hareket Bozuklukları: Hipokinetik hareket bozuklukları, kişide normalden az vücut hareketinin varlığını tanımlamak için kullanılır. Hipokinetik hastalıklar olarak da tanımlanabilen hipokineziler arasında yaygın olarak bilinen hastalıkların başında Parkinsonizm (Akinezi / Bradikinezi) gelir. Apraksi, bloke edici tikler, kas katılığı (stiffness), rijidite, donma fenomeni, katapleksi, hipotiroidi gibi rahatsızlıklar, hipokineziler olarak gruplanır.
• Hiperkinetik Hareket Bozuklukları: Bu tür hareket bozuklukları, kişide normalden fazla vücut hareketine yol açar. Distoni, esansiyel tremor, REM uykusu davranış bozukluğu, uykuda periyodik hareketler, huzursuz bacak sendromu, hiperekpleksi, ataksi, hemifasiyal spazm, paroksismal diskineziler, ballismus, sıçrayan güdük, oynayan parmaklar, miyoklonus, kore gibi hastalıklar, hiperkineziler olarak tanımlanır.

İki ana grup ve pek çok farklı alt gruptan oluşan hareket bozuklukları, mevcut hastalığa göre farklı bulgulara yol açsa da tüm hareket bozuklukları temelde istemli ya da istemsiz hareketlerin artması ya da azalması ile karakterizedir.

Sık Görülen Hareket Bozuklukları Nelerdir?

Hareket bozuklukları ile seyreden yaygın hastalıklar, distoni, esansiyel tremor ve Parkinson’dur. Hareket bozuklularının iki ana grubundan birini oluşturan hipokinezlere ait sık görülen rahatsızlıkların bir kısmı şu şekildedir:

• Akinezi / Bradikinezi: Akinezi, hareketlerin olmaması olarak tanımlanırken bradikinezi, hareketlerin yavaşlamasını ifade eder. Bradikinezi, Parkinsonizm tanısı için olmazsa olmazdır. Tüm vücut hareketlerinde yavaşlama, ince motor becerilerde bozukluk, maske yüz, hipofoni, monoton konuşma, yutkunmanın azalmasına bağlı olarak salya akması, göz kırpma hareketlerinin yavaşlaması, oturup kalkma gibi hareketlerde güçlük, spontan jestlerde azalma gibi belirtilere yol açar. Bradikinezinin en belirgin hâli yürüyüş sırasında gözlenir. Adım sıklığının artması, yürüyüşe eşlik eden kol salınımının olmaması gibi bulgular ile karakterizedir. Akinezi ise bradikinezinin şiddetli formudur.
• Rijidite: Pasif hareketlere karşı kas tonusunda artış olarak tanımlanabilen rijidite varlığında kişinin motor performansı bozulur. Bazı vakalarda kişinin tüm hareketlerinin kısıtlanmasına yol açabilir. Genel olarak rijidite varlığında eklem hareketleri kısıtlanır.
• Donma Fenomeni: Yürüme başta olmak üzere bazı motor hareketlerde geçici bir duraklama görülür. Akinezinin bir formu olarak da kabul gören donma, Parkinsonizm ve Parkinson Plus sendromlarında sık görülür. Yürüyüş sırasında özellikle dar alanlardan geçerken, dönerken kişide donma gözlenir. Yürüyüşün yanı sıra nadiren kollarda ve / veya konuşmada da donma görülebilir. Bu vakalarda kişi konuşurken aniden durur ve rahatladıktan sonra konuşmasını sürdürür.
• Bloklayıcı Tikler: Blokan tik olarak da tanımlanan bu durumda kişinin konuşması ve sosyal iletişimi bozulur. Bilinç kaybı olmamasına ve konuşulan her şeyin farkında olmasına rağmen kişi, konuşamaz.
• Temkinli Yürüyüş: Tereddütlü yürüyüş olarak da literatürde yer bulan temkinli yürüyüşe yaşlılarda daha sık rastlanır. Küçük adımlarla yürüyüş ile karakterize olan bu durum, tutunmadan ya da baston olmaksızın yürüyememe şeklinde de görülebilir. Bazı vakalarda kişi tutunacak bir nesne bulduğunda yürüyüşü düzelir. Hareket bozuklularının iki ana grubundan bir diğeri olan hiperkinezilere ait sık görülen rahatsızlıkların bir kısmı şu şekildedir:
• Tremor: Titreme olarak açıklanabilen tremor, istemsiz gerçekleşen ritmik kas hareketleridir. Tremor, statik ve aksiyon olmak üzere iki alt gruba ayırılabilir. Statik tremor, istirahat sırasında ya da uzun süre hareketsizliğe bağlı olarak görülen titreme durumudur. Aksiyon tremor ise hareket boyunca devam eder ya da hareketle birlikte artış gösterir. Esansiyel tremor, yazıcı tremoru ve ortostatik tremor gibi farklı türleri bulunur.
• Distoni: Parkinson ve esansiyel tremordan sonra en sık görülen hareket bozukluğu olan distoni, ani sıçrama ya da sallanma gibi hareketlerle karakterizedir. Sıklıkla göz, boyun, el, kol, bacak gibi alanlarda başlayan istemsiz hareket, zaman zaman vücut duruşunun bozulmasına da yol açabilir. Primer (nedeni bilinmeyen) ve sekonder (dış etkenlere bağlı oluşan) distoni olmak üzere iki alt grubu bulunur. Bunun haricinde jeneralize, hemidistoni, fokal, multifokal ve segmental distoni gibi isimlerle vücudun etkilendiği alana bağlı olarak farklı şekillerde de sınıflandırılabilir.
• Tikler: Farklı kas gruplarını tutan, tekrarlayıcı, ani, tipik motor hareketler şeklinde tanımlanabilen tikler, zaman zaman amaçlı hareketlerle karıştırılabilir. Amaca dönük hareketler olmayan tikler genellikle istemli olarak, farklı süreler boyunca baskılanabilir. Baş çevirme, göz kırpma, omuz kaldırma, buruna dokunma gibi basit motor tiklerin yanı sıra daha uzun süreli ve amaçlı gibi görünen kompleks motor tikler de bulunur. Saçı geriye doğru elle tarama, omuz kaldırılırken başı geriye atma gibi hareketler, kompleks motor tiklere örnek olarak verilebilir. Bunların yanı sıra vokal tikler de bulunur. Burun çekme, bağırma ve geniz temizleme hareketleri vokal tiklere örnektir.
• Huzursuz Bacak Sendromu: Bacakları etkileyen bu hareket bozukluğu türünde tipik olarak istirahat sırasında, akşam ya da gece saatlerinde motor huzursuzluk tablosu ortaya çıkar. Yürümek ve bacakları hareket ettirmek bacakların geçici olarak rahatlamasını sağlar. Ovalama, germe ya da ayakları yere vurma gibi hareketler ile karakterizedir. Tek bacakta olabileceği gibi her iki bacağı da etkileyebilir.
• Hiperekpleksia: Beklenmeyen ve ani şekilde oluşan işitsel uyaranlara karşı verilen irkilme refleksinin abartılı hâli olarak tanımlanabilen hiperekpleksia, kısa süreli sıçrama ya da düşme gibi hareketlere yol açabilir. Sesli uyarana geç tepki verilmesi durumunda ise psikojenik hareket bozuklukları araştırılır.
• Kore: Kollar, bacaklar, gövde, yüz ya da boyun gibi bölgelerden diğer vücut bölgelerine hızla yayılan ani ve hızlı gelişen istemsiz hareketlerdir.

Eğer sizde ya da bir yakınınızda hareket bozuklukları olduğunu düşünüyorsanız bir nöroloji uzmanına görünerek muayene ve tedavi olabilirsiniz

Dr. Elif Nalan Tolgay

Düzenli Olarak Sağlık Kontrollerinizi Yaptırın.

Hemen tüm rahatsızlıklarda olduğu gibi nörolojik hastalıklarda da erken tanı son derece önemlidir.