Nörolojik hastalıklarda pek çok farklı tedavi türü bulunur. Dr. Elif Nalan Tolgay tarafından kaleme alınan nörolojik tedavi yöntemleri hakkındaki makalelerin bir kısmına buradan ulaşabilirsiniz.
Dünya çapında her 5 kadından ve her 20 erkekten birinde görülen migren, birkaç saatten birkaç haftaya kadar ağrı atakları ile seyreden baş ağrısı türüdür. Zonklayıcı tipte ağrıya neden olan migren ağrısına, bulantı, kusma, kokuya, ışığa ve sese hassasiyet gibi pek çok farklı belirti eşlik edebilir. Migren tipi baş ağrısı, pek çok farklı tedavi yöntemiyle önlenebilen bir rahatsızlıktır. Bu tedavi yöntemlerinden biri de migren botoksudur.
Migren botoksu 2000’li yılların başından beri etkin ve güvenilir bir şekilde uygulanan tedavi yöntemidir. Yapılan pek çok çalışma, migren botoksunun ilaç tedavisine kıyasla kişinin hayat kalitesini daha olumlu etkilediğini göstermiştir. Migren botoksu tedavisi ile ağrı hissinin taşındığı ağrı yolakları engellenir. Kronik migren vakalarında uygulanan botoks tedavisi ile atak sıklığı ve ağrının şiddeti fark edilir düzeyde azaltılır. Böylece kişinin migren ağrısı ve migrene bağlı olarak gelişen komplikasyonları azalarak kişinin yaşam kalitesi artar.
Botoks, clostridium botulinum adlı bakteri tarafında üretilen nörotoksin bir maddedir. Estetik kaygılar ile yapılan botoks uygulamasının migren ataklarını önlediğinin gözlenmesi üzerine yapılan bilimsel çalışmalarda, belirli alanlara yapılan botoks uygulamalarının migren tipi baş ağrısı tedavisinde etkili olduğu görülmüştür. Migren atağının tetiklendiği baş ve boyun bölgelerine uygulanan botoks, ilgili bölgedeki kas ve sinirlerin bloke edilmesini sağlar. Böylece migren ataklarının sıklığı ve şiddeti belirgin oranda azalır. Botoks uygulamaları ile yapılan migren tedavisinin etkili olduğu ve kişinin yaşam kalitesini belirgin oranda artırdığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
Botoks, ağrı sinyallerini taşıyan nörotransmitter adlı kimyasalları engelleyerek ağrı hissini ortadan kaldırır. Bu anlamda bir tür barikat görevi gören botoks, bu kimyasalların baş ve boyun bölgesindeki sinir uçlarına ulaşmadan durdurulmasını sağlar. Kronik baş ağrısı şikayeti olan yetişkinler üzerine yapılan çalışmalarda, botoks uygulamalarının, ağrılı gün sayısını azalttığı görülmüştür. Aynı çalışmada hastaların her ay daha fazla ağrısız gün geçirdiği de gözlenmiştir. Bir başka çalışmada, iki kez botoks uygulaması yapanların yaklaşık %50’sinde ağrılı gün sayısının yarı yarıya azaldığı sonucuna ulaşılmıştır. 5. Botoks uygulamasından sonra ağrısız gün sayısının yaklaşık %70 oranında azaldığı saptanmıştır.
Migren botoksu seanslar halinde uygulanan etkili bir tedavi yöntemidir. Hekim aksini belirtmediği sürece 3 ya da 6 ayda bir boyun, yüz ve baş bölgelerinde bulunan tetik noktalarına botoks uygulanır. 7 farklı bölgeye yaklaşık 30 enjeksiyon noktasından uygulanan tedavide, nöroloji uzmanı gerekli gördüğünde ağrı bölgelerine ek dozlar uygulayabilir. Küçük iğneler ile uygulanan bu yöntemde lokal anestezi uygulanarak kişinin ağrı ve acı hissetmesi önlenir. Belirtilen sürenin sonunda botoks uygulamasının tekrarlanması gerekebilir. Uygulanan botoks sayısı arttıkça bir uygulamalar arasındaki süre artar. Migren tedavisinde botoks uygulamaları sayesinde kişinin bulantı, kusma, ışık, ses ve kokulara karşı duyarlılık gibi migren belirtileri ve migren ağrıları azalır. Botoks enjeksiyonu sonrasında, tedavinin etkisini göstermesi 10 ila 14 gün kadar sürebilir. Tedavi, kişinin günlük işlerini doğrudan etkilemez. Botoks uygulamasının hemen ardından kişi, günlük yaşamına devam edebilir.
Eğer migren ağrısının sizin de yaşam kalitenizi düşürdüğüne inanıyorsanız, migren botoksu hakkında bilgi almak için bir nöroloji uzmanına başvurabilirsiniz.
Otonom sinir sistemine ait lokal bozuklukların tedavisi amacıyla uygulanan nöral terapi, lokal anestezik maddelerin düşük dozlarda vücuda enjekte edilmesiyle yapılır. Otonom sinir sistemi istemsiz vücut hareketlerini ve organ fonksiyonlarını düzenleyen yapıdır. Sindirim ve solunum sisteminin çalışması, kalp hızının ayarlanması, terleme gibi yaşam için gerekli olan fonksiyonların tümünü kontrol eder. Otonom sinir sistemine ait sağlık problemlerinin varlığında kronik ağrı gibi bazı belirtiler ortaya çıkar.
Pek çok hastalığın ve kronik ağrının nedeni otonom sinir sisteminde meydana gelen hasarlanmalardır. Nöral terapi ise otonom sinir sistemindeki hasarların iyileşmesini uyaran bir enjeksiyon tedavisi olarak tanımlanabilir. Otonom sinir sisteminde oluşan rahatsızlıklara bağlı olarak meydana gelen işlev bozuklukları, tedavi edilmediğinde uzun süre boyunca devam edebilir.
Nöral terapi, lokal anesteziklerin vücuda enjekte edilmesiyle yapılan bir tedavi yöntemidir. Enjeksiyon, var olan rahatsızlığın etkeni olan otonom sinir gangliyonlarına, periferik sinirlere, tetik noktalarına, akupunktur noktalarına, bezelere, yara izlerine ve diğer dokulara uygulanabilir. Nöral terapinin ne olduğunu anlamak için hücre fizyolojisini iyi anlamak gerekir. Sinir hücreleri, hücre içinde ve dışında oluşan elektriksel yükler arasındaki istirahat membran potansiyeline sahiptir. Sinir hücreleri istirahat sırasında, uyarıldıklarında bu potansiyel düşer. Travma gibi nedenlere bağlı olarak hasarlanan sinir hücresinin istirahat membran potansiyeli düşüktür. Bu da sinir hücresinin çok daha az bir uyaranla, tetiklenmesine neden olur. Daha basit bir anlatımla normalde 10 birim uyaranla harekete geçmesi gereken sinir hücresi 5 birim uyaranla aktive olmaya başlar. Bu da düşük ağrı eşiği olarak bilinen duruma yol açar. Nöral terapi sırasında uygulanan enjeksiyon ile anestezik madde, sinir hücresi duvarının çevresine sızar ve hücrenin elektrik yükünün normalleşmesini sağlar. Böylece hücre metabolizması için sağlıklı bir ortam oluşturulur ve bu da otonom sinir sisteminin normal çalışmasına yardımcı olur.
Nöral terapi, kas iskelet sistemine ait tüm ağrı şikayetlerinin giderilmesinde etkilidir. Baş ağrısı, kronik eklem ağrıları, bel ağrısı, pelvik ağrı gibi pek çok farklı ağrı türünün tedavisinde başarı ile uygulanabilir. Nöral terapinin sıklıkla uygulandığı rahatsızlıkların bir kısmı şu şekilde sıralanabilir:
• Akut ve kronik ağrı türleri,
• Farklı kökenlerden kaynaklanan ağrılar,
• Baş ağrısı,
• Romatizmal ağrılar,
• Siyatik,
• Eklem ağrıları,
• Kadın hastalıkları,
• İnflamatuvar tepkiler,
• Alerji,
• Bazı iç hastalıklar,
• Travmalar,
• Sporcu yaralanmaları.
Travmalar, hücre ve dokuların elektrokimyasal fonksiyonlarında uzun süreli bozulmaya yol açabilir. Bu bozulma, bazı işlev bozukluklarına neden olabilir. Operasyon, travma, yaralanma ve enfeksiyon gibi etkenlere bağlı olarak ortaya çıkan ağrı şikayeti, bazen travmadan uzak noktalarda ortaya çıkabilir. Sözgelimi bacak bölgesindeki bir yara ya da hastalık, kişinin omzunda ağrı hissetmesine ya da omuzda işlev bozukluğuna yol açabilir. Nöral terapi, enjeksiyon ile yapılır. Enjeksiyon, var olan rahatsızlığa ve şiddetine göre farklı bölgelere yapılır. Çok ince bir iğne kullanılarak yapılan nöral tedavi işlemi, deri altına, sinirlere, akupunktur noktalarına, otonom sinir gangliyonlarına, bezelere, akupunktur noktalarına, yara izlerine ve tetik noktalarına yapılabilir.
Nöral terapi sırasında vücuda enjekte edilen madde düşük dozda anesteziklerdir. Tedavide genellikle prokain, lidokain ve karbokain türü anestezikler kullanılır. Enjeksiyon sırasında iğne batmasına bağlı olarak bir miktar acı hissedilse de bu geçici bir durumdur. Enjeksiyon sonrasında sinek ısırığına benze hafif çaplı hassasiyet yaşanabilir.
Eğer sizde ya da bir yakınınızda kronik ağrı şikayeti varsa nöral terapi hakkında ayrıntılı bilgi almak için bir nöroloji uzmanına görünebilirsiniz.
Oksipital blokaj, başın arka kısmından kaynaklanan ağrıların önlenmesi amacıyla uygulanan bir tedavi türüdür. Oksipital sinirlerin bulunduğu bölgeye anestezik madde enjeksiyonu ile yapılan işlem sayesinde ağrı duyusu bloke edilir. Migren ağrılarının önlenmesinde son derece etkili bir yöntem olan oksipital blokaj, küme baş ağrısı ve gerilim tipi baş ağrısı gibi diğer baş ağrıları türlerinin tedavisinde de uygulanabilir.
Oksipital blokaj, başın arka kısmında bulunan oksipital sinirlerin enjeksiyon yöntemiyle bloke edilmesidir. Oksipital sinirler, başın her iki tarafında, farklı büyüklüklerde bulunan sinirdir. Bu sinirler, kafa derisinde oluşan ısı, dokunma, ağrı gibi uyaranların beyne iletilmesini sağlar. Oksipital sinirlerin tetiklenmesine yol açan baş ağrısı türleri, zaman zaman bu sinir yapısının zarar görmesine de neden olabilir. Bu gibi durumlarda oksipital nevralji olarak bilinen farklı bir ağrı türü ortaya çıkar. Oksipital blokaj işlemi ile anestezik ilaçlar, enjeksiyon yoluyla bu sinirlere uygulanır. Sinirin bloke edilmesiyle birlikte başta migren olmak üzere, küme baş ağrısı, gerilim tipi baş ağrısı gibi baş ağrısı türlerinin şiddeti azaltılır. Başın ön kısmından başlayan ağrı türlerinin yanı sıra oksipital nevralji hastalığının tedavisinde de etkili bir yöntemdir.
Oksipital blokaj, uzman hekimler tarafından uygulandığında son derece etkili bir tedavi yöntemidir. Uygun şekilde yapılan enjeksiyon işlemini takip eden 15 dakika içinde kişinin mevcut ağrısında azalma olur. Ağrı şikayeti yakın zamanda başlayan kişiler üzerinde daha etkili olan oksipital blokaj tedavisi, seanslar hâlinde uygulanabilir. Uygulama, hekimin uygun gördüğü periyotlarda yapılır. Oksipital blokaj işleminin ardından 4-5 saat boyunca uyuşma ense bölgesinde hissedilir. İşlemin tamamlanmasının ardından kişi, gündelik yaşamına devam edebilir.
Oksipital blokaj işlemi için hastanın oturması ya da uzanır pozisyonda olması gerekir. İşlem öncesinde enjeksiyonun yapılacağı bölge antiseptik solüsyonla steril edilir. Hekim, oksipital sinirin tam konumunu saptamak için hastanın başına parmağıyla baskı uygular. Sinirin nerede olduğu belirlendikten sonra enjeksiyon öncesinde ilgili bölge, lokal anestezi ile uyuşturulur. Ardından başın arkasına, boynun hemen üstüne ince bir iğneyle enjeksiyon yapılır. Genellikle işlem, lokal anestezik ve steroid kombinasyonu ile tek seferde yapılır. Kısa süre ile hasta gözetim altında tutulduktan sonra evine gönderilir. Tek seans uygulama, çoğunlukla uzun süre ile etki sağlasa da bazı vakalarda ikinci veya üçüncü kez oksipital blokaj yapmak gerekebilir. Oksipital blokaj, 4 ila 6 ay süre ile etkilidir.
Eğer baş ağrısı şikayetinin sizin de yaşam kalitenizi düşürdüğüne inanıyorsanız, oksipital blokaj hakkında bilgi almak için bir nöroloji uzmanına başvurabilirsiniz.
Vücut kasları içinde ağrıların tetiklenmesine neden olan düğüm noktalar bulunur. Baş, boyun, omuz, sırt ve bel gibi farklı bölgelerde ağrıya yol açan bu noktalar, halk arasında kulunç olarak da bilinir. Tetik noktalar, kas üzerinde bulunan gergin alanların ortasına yerleşen hassas ve ağrılı noktalar olarak da tanımlanabilir. Hassasiyet ve ağrıya yol açan bu bölgeler, kişinin hareketlerini engelleyecek boyutta olabilir. Merkezi sinir sisteminin uyarılmasına ve motor reflekslerin harekete geçmesine neden olan bu durum, kas dokusunda hassasiyete yol açan kimyasalların salgılanmasına yol açar. Bu yönüyle kişinin yaşam kalitesinin bir hayli düşmesine neden olur.
Tetik nokta enjeksiyonu ise kişinin yaşam kalitesinin düşüren, hassasiyet, ağrı ve güç kaybına yol açan bu bölgelere düşük dozda lokal anestezik ve steroid enjeksiyonu yapılması olarak tanımlanabilir. Ağrı tedavisinde önemli bir yere sahip olan tetik nokta enjeksiyonu birkaç dakikada uygulanabilen etkili bir tedavi şeklidir.
Halk arasında kulunç olarak da bilinen tetik noktalar, bölgesel ağrıya yol açar. Stres, uyku bozukluğu, fiziksel aktivite ve ısı değişimleri gibi pek çok farklı sebepten dolayı oluşan bu ağrılar, kişinin hareketlerinin kısıtlanmasına ve güç kaybına neden olabilir. Tetik nokta enjeksiyonu ile vücudun farklı bölgelerinde oluşan ağrı şikayetleri ortadan kaldırılabilir. Tetik nokta enjeksiyonu lokal anestezik ve steroid ilaçlarının kombinasyonunun, ağrının kaynaklandığı vücut bölgesine ince bir iğneyle enjekte edilmesiyle yapılır.
Kas içinde ağrının tetiklenmesine neden olan düğüm noktaları, sıklıkla omuz, boyun ve ensede yer alır. Kas üzerinde bulunan gergin alanların neden olduğu ağrılar, zaman zaman kişinin hareketlerini engelleyebilecek kadar şiddetli olabilir. Ağrı tedavisinde etkili bir yöntem olan tetik nokta enjeksiyonu, ilgili bölgeye düşük dozda lokal anestezik ilaçların verilmesiyle yapılır. Böylece kas spazmına yol açan tetik nokta zayıflatılır. İşlemin ardından ağrının şiddeti hızla geriler.
Tetik noktaların tespit edilmesinin ardından ilgili bölgeye, 3 ila 5 cc kadar ilaç enjekte edilir. Enjeksiyona bağlı olarak hafif şiddette acı hissedilmesi normaldir. İşlemin tamamlanmasının ardından ağrının şiddeti, birkaç dakika içinde azalır. Hastanın durumuna göre hekimin uygun gördüğü periyotlarda (15 gün, 1 ay, 3 ay) yapılır. Uygulamanın ardından kişi gündelik işlerine devam edebilir.
Eğer sizin ya da bir yakınınızın bu tip ağrı şikayetleri varsa tetik nokta enjeksiyonu hakkında ayrıntılı bilgi almak için bir nöroloji uzmanına başvurabilirsiniz.
Mezoterapi, pek çok farklı ilaç türünün karışım hâline getirilerek dermis tabakasına ya da farklı bir deyişle cildin orta tabakasına mikroenjeksiyon yöntemiyle uygulanması olarak açıklanabilir. Mezoterapi uygulamasında kullanılan ilaçların türü kişiden kişiye farklılık gösterebileceği gibi kişinin mevcut ağrılarına ve ağrı şiddetine göre de farklılık gösterebilir.
Pek çok farklı sağlık sorununun tedavisi için uygulanabilen mezoterapi, kişide sistemik bir etki oluşturmadan var olan rahatsızlığın giderilmesini sağlar. Ağrı mezoterapisi ise genel olarak kas, iskelet ve eklem ağrılarında kullanılır. Baş, boyun, bel ve eklem ağrılarının tedavisinde sıklıkla kullanılan ağrı mezoterapisi, kireçlenme, sporcu yaralanmaları, sırt, omuz, dirsek, el bileği, el, kalça, diz, ayak bileği ve ayak ağrılarında da uygulanabilir.
Ağrı mezoterapisinde temel amaç kişinin yaşam kalitesini düşüren ağrıların, sistemik bir etki yaratılmaksızın tedavi edilmesidir. Vitamin, mineral, aminoasit ve enzim türlerini içeren medikal ya da bitkisel ürünlerden oluşan ilaçlar, mezoterapi yöntemiyle cilt içine düşük dozlarda uygulanır. Yavaş ve uzun süreli emilim sağlayan ağrı mezoterapisi, pek çok ağrı türünün tedavisinde uygulanabilir. Ağrı mezoterapisinin sistemik etki yaratmaması, bu tedavi yönteminin kan sulandırıcı gibi farklı ilaçları kullanan kişilere güvenle uygulanabilmesine olanak tanır. Migren başta olmak üzere pek çok baş ağrısı türünde etkili olan ağrı mezoterapisi, her türlü nevralji vakalarında da uygulanabilir.
Ağrı mezoterapisi pek çok farklı ağrı türünün tedavisinde kullanılabilir. Akut ve kronik ağrıların tedavisinde etkilidir. Ağrı mezoterapisinin sıklıkla kullanıldığı rahatsızlıklar şu şekilde sıralanabilir:
• Migren ve diğer baş ağrısı türleri,
• Servikobrakial sendrom,
• Kraniofasiyal nevralji türleri,
• Trigeminal nevralji,
• Arnold nevraljisi,
• Romatizmal hastalıklar,
• Travmalar ve sporcu yaralanmaları.
Farklı ilaç ya da ilaç kombinasyonlarının kişiye özel olarak hazırlandığı ağrı mezoterapisinde uygulama, yaklaşık 4 mm. boyutunda, insülin iğnesinden daha ince bir iğneyle yapılır. Kişinin neredeyse acı hissetmemesini sağlayan bu yöntem ile kişiye verilen ilaçlar, derinin orta tabakasına enjekte edilir. Dolayısıyla bu ilaçlar, karaciğerde metabolize olmadan etki gösterir. Bu yönüyle oral ya da damar yolundan verildiğinde toksik reaksiyon gösterebilen ilaç kombinasyonları, ağrı mezoterapisinde etkili ve güvenli bir şekilde kullanılabilir. Ağrı mezoterapisinde çok daha az miktarda ilaç kullanılmasının sebebi de ilacın direkt olarak ağrılı bölgeye verilmesidir. Ağrı mezoterapisi seanslar hâlinde uygulanabilir. Bu noktada etken, ağrının şiddeti ve uygulayan hekimin tecrübesidir.
Eğer sizde ya da bir yakınınızda ağrı şikayeti varsa ağrı mezoterapisi hakkında ayrıntılı bilgi almak için bir nöroloji uzmanına görünebilirsiniz.
Hemen tüm rahatsızlıklarda olduğu gibi nörolojik hastalıklarda da erken tanı son derece önemlidir.